Başlangıçta Oscar Wilde ve Joris Karl Huymans gibi yazarların başı çektiği bir 19. y.y. edebiyat hareketi olan Estetikçilik sanatı ahlaki değerler, politika ve toplumsal amaçlardan kurtarmak isteyen sanatçılar arasında hemen taraftar buldu. Estetikçilik, içinden simgeciliğin çıktığı genel bir akımdı.
Başlıca sanatçılar Edward Burne Jones, Albert Moore, Gustave Moreau, Odilion Redon ve James Abbott McNeill Whistler’dır.
Genel bir kültürel eğilim olarak gözlemcidir. Estetikçilik’in özellikleri Japon sanatına yakınlığı, ince ruh hallerinin yansıtılması, sofistike renk kombinasyonlarının keşfedilmesi, sanat hünerlerine odaklanma, bir sanatı ötekine göre tanımlama, paradoks ve nükteli, ince düşünceden alınan hazdır.
Edebiyat hareketinin estetlerinden esinlenen Estetikçi ressamlar, izleyicide karmaşık, son derece ince farklılıklar taşıyan duyumsal ve entellektüel tepkiler uyandırmaya çalıştılar. Ustaca kullanılmış karmaşık renk uyumu bir öyküyü ya da ahlaki bakış açısını betimlemekten çok daha önemliydi.
Yine sanat nesnesi olarak yapıt, resmin konusundan çok daha önemliydi. Estetikçiler, izleyicinin bir resmin konusuyla harekete geçirilen duyguları birbirinden ayırma konusunda yeterince ilgisiz ya da tarafsız olduğu konusunda ısrarlıydılar. Onlara göre güzelliğin kendisi çok daha önemli bir nitelikti. Sanata karşı bu yanıtsızlık Estetikçiler’in sanatın yaşamdan bağımsızlığındaki ısrarları ve burjuvaziye tepeden bakmaları arasındaki bağdı. Bu akıma dahil olan sanatçılar ve yazarlar 20. y.y. sanatında da süren bir etkiye sahip oldular.
Başlıca yapıtlar: Albert Moore “Uyuyan Bir Kız”
James Abbott McNeill Whistler “Noktürn: Siyah ve Altın Yaldız-Ateş Çemberi”
